Bir Mutfak Mucizesi //
O; insanoğlunun hayal gücünü kullanmaya başladığı zamanların ilk örneklerindendir...
O; neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir yöntem, eski bir buluştur...
O; Dünya’daki çeşitli mutfak kültürlerinin ortak paydasıdır...
O; nerede, ne zaman, hangi koşulda karşınıza çıkacağını bilmediğinizsüprizlerle bezenmiş bir yemektir...
O; ekonomik avantajları ile fukaralığa başkaldırandır; lezzeti ile zenginliğe baş eğdirendir...
O; sevgidir... aşktır... bitmeyen bir senfonidir, her gün yenilenen, yeniden yaratılan, yeniden şekillenen, yeniden çeşnilenen dinamik bir kültür mirasıdır...
O; doğanın ta kendisidir. Hububutla kardeş, baharatla özdeştir...
O; Anneler için cankurtaran, çocuklar için can doyurandır...
O; ekmeğin arasındayken sosyal adalet, tabağa konulduğunda eşsiz bir nimettir...
O; maç kuyruklarının, sinema çıkışlarının, miting ve yürüyüşlerin en önemli aktörü, düğünlerin, ziyafetlerin, piknik ve toplantıların en önemli faktörüdür.
O;
- Bölerek yönetmektir!
- Parçalayarak çoğaltmaktır!
- Küçülterek büyütmektir!
- Şekillendirerek cazip kılmaktır!
- Katkılarla lezzetlendirmektir!
- Lezzetlendirerek tüketmektir!
- Tüketirken hazzetmektir!
O; KÖFTE’ dir...
Her coğrafyada kendine yer bulabilen her il ile, her ilçe ile, her belde ile özdeşleşen, bulunduğu coğrafyalardan ismini alan ve yurt sathına yayılan bir şöhrettir...
Ege’de başkadır. Akdeniz’de bir başka. Doğu’da başkadır. Güneydoğu’da daha da başka.
Kimi zaman İzmir’deki gibi soslu olur. Kimi acılıdır Adana Kebap olur. Kimitereyağlıdır Ödemiş Köftesidir... Kimi iki kez pişirilerek yenir; Tire kebabıdır. Tekirdağ’dır adı, İnegöl’dür, Akçaabat’tır, Urfa’dır, Salihli’de odun köftedir, Akhisar’dır.
Bazen yapana göre değişir ismi... Örneğin Kasap Köftesidir... Halamın Köftesidir kimi zaman, Annemin olur, anneanemin olur, teyzemin olur... Kimi zaman analı-kızlı olur...
Kimi yoğurtludur, kimi salçalı, kimi kaşarlıdır, kimi patatesli...
Kimi bulgur içeriklidir; çiğ köfte, içli köfte olur... Kimi pirinç katkılıdır, terbiyeli olur, kadınbudu olur.
Bu denli yaygın; bu denli çeşitli olması köfteye ayrı bir statü kazandırımaktadır. Mutfakların, lokantaların, restaurantların, gezici esnafın, sokak satıcılarının vazgeçilmezi olmaktadır.
Köfte; ana malzeme olarak kabul edebileceğimiz et cinsinin tesbitinden itibaren Köfteci’yi bir mutfak serüveni ile karşı karşıya bırakmaktadır.
Bir parça etin çevresinde dünyalar kurmaktır köfte yapmak... Köfte yapmak az olandan azami verimi sağlamaktır... O eti parçalamak ve o parçaları çoğaltmaktır köfte yapmak... Bölünen eti yönetmektir bir anlamda da .... Yönetirken bezemektir lezzetlendirmektir yardımcı malzeme ve baharatlarla.... Belki mevcut et kadar soğan, soğan kadar ekmek içi koymaktır... Belki et kadar bulgur koymaktır çoğaltmak adına, bulguru ezmek, sıkıca yoğurmak, salçalamak, soğanlamak, yeşillendirmek ve sıkmaktır. Yani çiğ köfte yapmaktır...
Ya da etin olmadığı yerde alternatif malzeme düşünmektir. Bulguru yoğurmak, yağ ve yumurta ile özdeşleştirip yeni bir yemek haline getirmektir.
Adını şehirlerden, kasabalardan, bölgelerden alan köftelerin yanında, adını yapılış şeklinden, karışımından, pişirme yönteminden alan köfteler de vardır.
Kimyonlu’dur bu köfteler, Salçalı köftedir, Sulu köftedir, Fırın köftedir, Kuru köftedir, Tepsi köftesidir, Patlıcanlıdır, Domateslidir.... Kimi Şiş köftedir kimi Kalın köfte... Kimi bölgede “Klorik” tir adı , kimi yerde KÜFTE.....
Doğrusu biraz da çapkındır. Piyaz’a aşıktır ama soğan’a da hayır demez, sarmısağa da... Közlenmiş biberle de flört eder, domatesle de... Patates’e hiç dayanamaz; kaçamaklarının çoğu onunladır. Bazen patlıcanla halvet eder; kah onunla tepsilere dizilir, kah şişe geçer...
Kimi ailemizin köftesidir sokağa çıkamaz... Kimi uluslararası, kıtalararasıdır “HAMBURGER” gibi... Dünyayı sarar, binlerce, onbinlerce noktada bulunur... Fabrikasyon olur, konfeksiyon olur tam bir emperyalisttir.
Tanrı; köftelerimizi ve bizi HAMBURGER emperyalizminden korusun ve yeni yılı mutululuk, huzur ve ağız tadı ile yaşatsın temennisiyle....
Mehmet TEKMEN